Main Content RSS FeedYazılar

Nikel: Neden savaş araçları için vazgeçilmez? »

Nikel, savaş araçları ve askeri teçhizat için çeşitli nedenlerle son derece önemlidir:

1. Mukavemet ve Dayanıklılık:

Nikel, alaşımlarda kullanıldığında mukavemeti ve dayanıklılığı artırır. Bu özellik, savaş araçları gibi yüksek strese ve zorlu koşullara maruz kalan ekipmanlar için kritiktir. Nikel alaşımları, yüksek sıcaklıklarda bile şekil ve yapısal bütünlüğünü koruyabilir.

2. Korozyon Direnci:

Nikel, korozyona karşı yüksek direnç sağlar. Denizaltılar, gemiler ve açık hava koşullarında kullanılan askeri ekipmanlar, tuzlu su ve diğer aşındırıcı çevresel faktörlerle sıkça karşılaşır. Nikel içeren alaşımlar, bu koşullara karşı koruma sağlayarak ekipmanların ömrünü uzatır.

3. Isı ve Elektrik Direnci:

Nikel, yüksek ısıl ve elektrik direncine sahiptir. Jet motorları ve roket motorları gibi yüksek sıcaklıklara maruz kalan bileşenlerde nikel alaşımları kullanılır. Ayrıca, nikel içeren bileşenler, elektriksel ve termal iletkenlik gerektiren uygulamalarda da kullanışlıdır.

Yazının devamı

Jeopolitik bir çöplük olarak Ermenistan »

Giriş

Kafkasya jeopolitiğinin büyüleyici dünyasına hoş geldiniz; burada askeri zaferler ve enerji kaynakları sınırları yeniden çizer ve ittifaklar bir sandalye kapmaca oyunundan daha hızlı kurulur ve bozulur. Son zamanlarda, Azerbaycan, Ermenistan’a karşı parlak bir zafer kazanarak bölgesel dengeyi dramatik bir şekilde değiştirdi. Buna Avrupa’nın enerji ihtiyaçları ve Ukrayna’daki gerilimler eklendiğinde, destek vaatlerinin genellikle basit dayanışma açıklamalarına dönüştüğü bir durum elde edersiniz.

2020 Savaşı

Ah, 2020’de Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki 44 günlük savaş, Azerbaycan’ın Karabağ ve çevresindeki toprakları geri alarak Kafkasya haritasını yeniden düzenlemeye karar verdiği bir dönem. Mükemmel bir askeri strateji ve Türkiye’nin teknolojik desteğiyle, Azerbaycan Ermenistan’a eski ittifakların ve tarihsel anıların modern bir savaşı kazanmak için her zaman yeterli olmadığını gösterdi. Ve tabii ki, Rusya, her zamanki vazgeçilmez arabulucu rolünde, bölgenin büyük kuklacısı olarak kaldığını göstermek için bir ateşkes müzakere etti ve barış güçlerini konuşlandırdı.

Ermenistan’da, Başbakan Nikol Paşinyan, mağlubiyetin ardından sert iç eleştirilere rağmen, 2021 Haziran’ındaki erken seçimlerden sonra iktidarda kalmayı başardı. Kamuoyu, kaybedilen toprakları geri alma hayali kuranlar ve yeni askeri çatışmalardan kaçınmayı tercih edenler arasında bölünmüş durumda. Ama gerçekçi olalım, askeri kapasitelerini yeniden inşa etmek ve diplomatik ittifaklarını güçlendirmek şu anki öncelikler gibi görünüyor.

Rusya ve Fransa

Bu büyük geleneksel Ermenistan müttefiki Rusya, Kafkasya’da nüfuz oyununu oynamayı çok seviyor. Ermenistan’daki askeri varlığı ve bölgedeki stratejik çıkarları ile Moskova, Azerbaycan üzerindeki değerli enerji ortağı gözüyle bakarken arabuluculuk yaparak stratejik tarafsızlık pozisyonunu sürdürüyor. Tabii ki, Azerbaycan, enerji koridorlarıyla Rusya için hayati önem taşıyor, bu yüzden Rusya’nın Azerbaycan’ın gazına ya da petrolüne gerçekten ihtiyacı olmasa bile.

Yazının devamı

Kendi halkına AIDS virüsü enjekte eden devlet… »

Giriş

1980’ler ve 1990’larda Fransa’da yaşanan Kanlı Kan Skandalı, HIV ve hepatit C virüslerinin kan transfüzyonları yoluyla yayılmasıyla ortaya çıkan ve binlerce insanın hayatını etkileyen büyük bir sağlık ve siyasi skandaldı. Bu trajik olay, devletin ve sağlık otoritelerinin ihmallerinin insan hayatı üzerindeki yıkıcı etkilerini gözler önüne serdi.

Okuyacağınız, kendi halkını bile bile virüs bulaştırıp ölüme gönderen medenî(!) bir devletin ve mağdurların ızdırabı ile adalet arayışlarının hikâyesidir. Birçok aile, sevdiklerini bu hastalıklar yüzünden kaybetti ve geride büyük bir acı ve travma bıraktı.

Tarihsel Arka Plan

Kan transfüzyonu uygulamaları Fransa’da 1921 yılında başladı ve 1952’de yasal bir çerçeveye oturtuldu. Sistem, anonim, gönüllü ve kar amacı gütmeyen temellere dayanıyordu. Ancak, 1980’lerin başında AIDS salgını ortaya çıktığında, virüsün ve bulaşma yollarının keşfi zaman almış, bu süreçte transfüzyon yoluyla bulaşma riski büyük ölçüde göz ardı edilmişti.

1983 yılında Luc Montagnier ve ekibi HIV virüsünü izole etmeyi başarmış olsa da, Fransa’da kan merkezlerinin güvenlik önlemlerini hızla uygulamaması sonucu, birçok hemofili hastası ve hastane hastası enfekte olmuştu. Bu dönemde devletin ve tıbbi otoritelerin yavaş hareket etmesi, olayın dramatik bir şekilde büyümesine neden oldu.

Skandalın Gelişimi ve Patlak Vermesi

1981 yılında ilk AIDS vakalarının bildirilmesiyle başlayan süreç, Fransa’da uzun süre ciddiye alınmadı. Devletin ve sağlık otoritelerinin ihmalleri, güvenlik önlemlerinin yetersiz uygulanması ve ticari çıkarların insan sağlığının önüne geçmesi nedeniyle, 1985 yılına gelindiğinde büyük bir tartışma başladı. 1985’te Fransa’da yapılan testler, kan ürünlerinin HIV ile kontamine olduğunu gösterdi, ancak bu durum kamuoyundan saklandı ve enfekte kan ürünlerinin kullanımı devam etti.

Yazının devamı

Ayı avına giden kartal ABD… »

Ukrayna Savaşı: Neler Oldu ve Sonuçları Ne?

Ukrayna savaşı, 2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesiyle başladı ve 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle iyice şiddetlendi. Bu savaş, Ukrayna ve çevresi için büyük yıkımlara yol açtı. İnsanlar öldü, milyonlarca insan yerinden edildi ve pek çok yapı yerle bir oldu. Ayrıca, bu savaş dünya genelinde büyük yankı buldu. Rusya’ya karşı ekonomik yaptırımlar uygulandı ve Rusya ile Batı arasındaki gerilim iyice arttı. Dünya, bu çatışmayı sona erdirip bölgede yeniden barışı sağlamak için çeşitli diplomatik yollar aramaya devam ediyor.

Rusya’ya Uygulanan Yaptırımlar: Beklenen Sonuçlar Alındı mı?

Rusya’nın Ekonomik Dayanıklılığı

Batılı ülkeler, Rusya’nın Ukrayna’daki askeri hareketlerini durdurmak için yaptırımlar uyguladı. Ancak, Rusya bu yaptırımlara karşı direnç gösterdi ve Çin gibi ülkelerle ticari ilişkilerini güçlendirerek ekonomisini ayakta tuttu.

Milliyetçilik ve Birleştirici Etki

Yaptırımlar, Rusya’da milliyetçiliği artırdı. Halk, dış saldırı olarak gördükleri bu yaptırımlar karşısında hükümetin arkasında toplandı ve Putin’e olan destek arttı.

Küresel Etkiler ve Rusya’nın Karşı Yaptırımları

Yaptırımlar, dünya genelinde enerji ve emtia piyasalarını alt üst etti ve fiyatların yükselmesine neden oldu. Bu durum, yaptırımları uygulayan ülkeleri de olumsuz etkiledi. Rusya ise, Avrupa’ya gaz ve petrol ihracatını kısıtlayarak karşı yaptırımlar uyguladı, bu da Avrupa’da enerji krizine yol açtı.

Uluslararası Bankacılık Sistemine Güvensizlik

Mali Yaptırımlar ve Dolar Bağımlılığı

ABD ve Avrupa Birliği’nin uyguladığı mali yaptırımlar, bazı ülkelerin varlıklarının dondurulabileceği veya el konulabileceği endişesi yarattı. ABD’nin dolarının dünya çapında en çok kullanılan para birimi olması, bu ülkeleri ekonomik ve parasal politikalara bağımlı hale getirdi. Bu da bazı ülkeleri rezervlerini çeşitlendirmeye yöneltti.

Yazının devamı

F35 projesi neden çakıldı? »

🔥Amerika’nın sayıştayı diyebileceğimiz GAO F35’i yerden yere vuran raporlar yayınlamaya devam ediyor.
🔥Mesele prototiplerin kaza yapması değil.
🔥Sürekli yeni sorunlar yüzünden #F35’ler yılda 6 ay piste çakılıp kalıyor.

Federal hükümetin mali kaynakları etkin ve şeffaf bir şekilde kullanılmasını denetleyen GAO (Government Accountability Office) çok ciddi bir meseleye parmak bastı:
F-35 uçaklarının muharebe görevleri için kullanılaMAmasına ilişkin endişeleri gündeme getirdi. İşte rapordan bazı önemli noktalar:

  • Yüksek kullanılamama oranı: Rapor, F-35 uçaklarının YÜKSEK ATALET ORANINA sahip olduğunu, uzun müddet yerde çakılı kaldıklarını ve muharebe görevlerine hazır olmadıklarını belirtiyor. Bunun temel nedeni onarım ve bakımdır.
  • Bakım Sorunları: GAO, uçağın Otonom Bakım ve Entegre Teşhis (ALIS) sistemiyle ilgili sorunlar tespit etti. Bu sistem sorunları teşhis etmek ve bildirmek için tasarlandı. Ancak çoğu zaman yanlış veya eksik bilgi sağlayarak onarımlarda gecikmelere yol açıyor.
  • Yedek parça: Raporda ayrıca yedek parça temininde yaşanan sorunlardan da bahsediliyor. Parça teslimatında yaşanan gecikmeler uçakların tamir süresini uzattı.

Yazının devamı

Az dolarlı, çok kutuplu bir dünyaya doğru… »

  • Cross-Border Interbank Payment System, kısaca CIPS olarak adlandırılan, uluslararası bankacılık işlemlerinde önemli bir rol oynayan bir sistem. Bu sistem, Çin’in uluslararası ticaretinde ve dış ödemelerinde kullanılan bir mekanizma.
  • Çin Merkez Bankası tarafından geliştirilen CIPS, dış ticaret işlemlerini hızlandırmak ve uluslararası finansal entegrasyonunu artırmak için kuruldu. CIPS, farklı para birimlerindeki bankalar arasında hızlı, güvenli ve düşük maliyetli ödemelerin gerçekleştirilmesini sağlıyor.
  • Geleneksel SWIFT sistemi yerine alternatif bir çözüm olarak ortaya çıkan CIPS, Çin’in uluslararası finansal sistemdeki rolünü güçlendiriyor… Çin’in uluslararası finansal sistemi üzerindeki kontrolünü artırarak ülkenin küresel finansal liderlik yolundaki adımlarını güçlendiriyor…
  • Yakın bir gelecekte etkisi ne olur? Bu sistem, Çin’in dış ticaretini kolaylaştırarak dolarsız ticaretin canlanmasına katkıda bulunabilir. Doları silah gibi kullanan ABD’ye karşı iyi bir tedbir. Yani Pekin CIPS’i, dış ticaretini dolar hakimiyetinden kurtarmak için kullanıyor.

Yazının devamı

Amerikan doları yerine altın destekli kripto para konabilir mi? »

  • ABD’nin doları ve SWIFT vb araçları silah gibi kullanmasından bıkan Rusya, Çin, Hindistan gibi bir çok ülke uzun süredir altın alıyor ve alternatif çözüm arıyor. Çözüm ama problem ne? Doların kendisi değil, ama bu paranın ulusal rezervlerde, ticarette ve bilhassa petrol ticaretindeki tekeli. Ya sonra?
  • Sonrası, altına dayalı bir para sistemine geçiş. Tabi bu bir Big Bang ile mi olacak yoksa kademeli, senelere hatta on senelere yayılan bir süreç mi isteniyor? Seçim ne olursa olsun riskler ve gerekli hazırlıklar analiz edilmeli.
  • Uluslararası koordinasyon: Çok sayıda ülkenin ABD dolarından ayrılmayı kabul etme olasılığı birçok ekonomik, politik ve jeopolitik faktöre bağlı. Düşünülmesi gereken şeyler var. Meselâ…
  • Ekonomik Karşılıklı Bağımlılık: ABD doları, uluslararası rezerv para birimi olarak ve küresel ticaret işlemlerinde yaygın olarak kullanılmakta. Çok sayıda ülkenin önemli miktarda dolar rezervi var ve ticaretinde doları referans para birimi olarak kullanıyor. Dolayısıyla dolardan kopmak, bu ülkeler için önemli ekonomik ve finansal ayarlamalar anlamına gelecek.
  • Politika Koordinasyonu: Çok sayıda ülkenin ABD dolarından ayrılmaya karar vermesi için yakın politika koordinasyonu gerekli. Bu, ülkeler arasındaki başarılması zor olabilecek siyasi ve ekonomik farklılıkların aşılmasını gerektirecek. Meselâ Pakistan, Hindistan, Çin…

Yazının devamı

Macron Fransa’yı Katar’a sattı mı? »

Görsellerle birlikte, Twitter (X) zinciri olarak okumak için…

  • Fransız Cumhurbaşkanı, Katar Emiri’ni kabul ettiği gün, Katar’ın 2030’a kadar Fransız ekonomisine 10 milyar avro yatırım yapacağını duyurdu. Kimse de “Fransa’yı Araplara sattınız” diye ağlamadı. Çünkü Fransa’da bu aptalca söz pek geçmez. Millet yabancı yatırımın önemini bilir paranın rengi yoktur.
  • Bu anlaşma, Fransa ile Katar arasındaki önemli, bazen tartışmalı ilişkileri de ortaya koymak için özellikle futbolcu Kylian Mbappé’nin de bulunduğu bir akşam yemeğinde duyuruldu.
  • Bu ziyaret, 15 yılın ardından bir Katar emirinin, özellikle Tamim ben Ahmad Alani’nin Fransa’ya devlet ziyareti gerçekleştirdiği ilk kez gerçekleşti. Katar, bildiğiniz gibi Arap Yarımadası’nda, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan arasında yer alan 2,8 milyon nüfuslu küçük bir ekonomik olarak çok güçlü.
  • Bu akşam yemeğinden önce, Fransız Cumhurbaşkanı, iki ülke arasındaki 10 milyar avroluk iddialı yatırım planının imzalandığını duyurdu. Bu yatırım, enerji dönüşümü, yarı iletkenler, havacılık, yapay zeka, sağlık, konaklama, endüstri ve kültür gibi çeşitli sektörlerde stratejik ortaklıkları güçlendirmeyi amaçlamakta. Katar’ın, özellikle gayrimenkul, finans, spor ve lüks alanlarındaki yatırımlarından ötesinde, genç ve küçük işletmelere yatırım yapma isteği var.

Yazının devamı

Batı Rus varlıklarını gangster gibi gasp edebilir mi? »

Görsellerle birlikte, Twitter (X) zinciri olarak okumak için…

  • Tam olarak ne oldu? Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, 28 Şubat günü (2024) Avrupa Parlamentosu huzurunda, Yirmi Yediler tarafından dondurulan 200 milyar € Rus varlığından elde edilen faize el konulmasını önerdi. Amaç ne?
  • Kiev’e yapılan askeri yardımın finansmanı. Savaş baslarken bu potansiyel 600 milyar € tahmin ediliyordu. Rus yatırımcıların iştirakleri, taşınmazlar ve Rus kamu ortaklıkları ile belki trilyonu bile asabilecek bir zenginlik Batı’nın kontrolünde.
  • Ukrayna’nın işgaline karşı olmak ile Batı teminatı altındaki mülkiyetini iptal etmek arasında kalın bir çizgi var. Zira Rus varlıkları bu şekilde gasp edilirse bir tür içtihad oluşacak. Sadece Rusya değil, potansiyel olarak, bütün ülkeler dış politikada Amerikan dış politikasına uymak zorundalar. Yani?
  • Yani ülkeler arasındaki sorunları ülkeler kendi aralarında çözmeyecekler; Washington’a başvuracaklar ve ABD ne isterse o olacak. Yoksa söz konusu devletin “banka hesabı” boşaltılacak.
  • Bir başka deyişle “Amerika’nın istediği gibi davranmazsanız mal varlığınıza el konur” mesajı veriliyor. Bu “içtihad” kabul görürse bütün ülkeler ABD’nin eyaleti/uydusu haline getirilebilir. Yani iç işlerinde bağımsız dışişlerinde Washington’dan emir alan ve Washington’a hesap veren valilikler olurlar. Yazının devamı

Yıpratma savaşında 155 mm top mermisinin önemi »

Görsellerle birlikte, Twitter (X) zinciri olarak okumak için…

  • Rus ordusu Ukrayna’ya girip başkent Kiev üzerine yürüdüğünde, savaşın mahiyeti manevra harbi idi. Yani hızlı hareket etmek, düşmanın etrafını sarmak ve kendi birliklerinin düşman tarafından kuşatılmasını engellemek, zafer için belirleyici idi.
  • Ruslar doğuya ve Kırım yarımadasına geri çekilip mevzilendikten sonra savaşın mahiyeti tamamen değişti ve 1. Dünya Savaşı’ndaki yıpratma harbine döndü. Yani birkaç yüz km, bazen 1000 km uzunluğundaki cepheye en çok asker silah ve mühimmat teksif eden taraf zafere yaklaşıyor.
  • Çanakkale’de, Alman-Fransız cepheleri ve Afrika’nın bazı yerlerinde gördüğümüz gibi yıpratma harbi çok daha öldürücü. Bugün Ukrayna’da da günde 1.000 ila 3.000 arasında asker ölüyor. Daha şimdiden 2 tarafın da kayıpları 500.000 civarında tahmin ediliyor.
  • Peki 155 mm top mermisi neden önemli? Askeri uzmanlara göre, Ukrayna’nın bu savaşı fiilen yürütebilmesi, Rusya’nın gücüne direnebilmesi için ayda 400.000 top mermisine ihtiyacı var. Oysa ABD’nin üretim kapasitesi 30.000 civarında. Bu da büyük ölçüde İsrail’e gönderiliyor.
  • 155 mm top mermisi neden dünyada en çok aranan topçu kalibrelerinden biri? Çünkü bu mühimmat, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra NATO’nun standart kalibresi olarak kabul edildi. Zira menzili, savaş başlığı boyutunu ve hedeflere verilen hasarı optimal.

Yazının devamı